Ülkemizin zenginliği kendimizden işimiz de zevklerimizden önce gelmeli
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) tarafından düzenlenen ''Farkı Ne Yarattı?'' toplantılarının bu ayki konuğu Orjin Grupla başlayıp İstinye Park ile zirveye çıkan bir ortaklığın mimarı olan Zafer Kurşun ve Zafer Yıldırım oldu.
Büyük başarılara imza atan yöneticilerin birikimlerini paylaştıkları ''Farkı Ne Yarattı?'' söyleşisinde Kurşun ve Yıldırım, uzun yıllara dayanan ortaklıklarının ayrıntılarını paylaştı.
Yardımcı Doç. Dr. Fatoş Karahasan’ın moderatörlüğünü yaptığı söyleşide Orjin Grup Ortağı Zafer Yıldırım, ''Kendi zenginliğimizden ziyade ülkemizin zenginliği daha önemli. Ülkemizin ve devletimizin zenginliğini ön plana çıkarmamız gerekir'' dedi.
30 yıl önce yurt dışında yatırım yaparken büyük zorluklar yaşadıklarını, bugün ise bu sürecin son derece kolaylaştığını anlatan Zafer Yıldırım, o sıkıntılı dönemlerde Almanya'da ilk Türk şirketini kendilerinin kurduğunu söyledi.
Daha sonra ABD pazarlarına yöneldiklerini dile getiren Yıldırım, Amerika’nın Uzakdoğu pazarı ile çok içli dışlı olduğunu, bunun da aşırı rekabeti getirdiğini söyledi.
Daha sonra ABD pazarlarına yöneldiklerini dile getiren Yıldırım, Amerika’nın Uzakdoğu pazarı ile çok içli dışlı olduğunu, bunun da aşırı rekabeti getirdiğini söyledi.
ABD’DE PARA KAYBETTİK AMA VAZGEÇMEDİK
Yıldırım, ABD'ye ilk gittiklerinde çok para kaybettiklerini ifade ettiği konuşmasında ''Korkmadık, yeniden gittik. Bir şekilde onların ürünlerini biz üretiyorduk. Fakat fiyat noktasında şansınız yoktu. Çin ile rekabet şansınız yoktu. Çünkü onların fiyatları daha ucuzdu'' dedi.
Konuşmasında iş yaşamına bakışına ilişkin detaylara da yer veren Zafer Yıldırım, işin her zaman zevklerden önce gelmesi gerektiğine işaret etti. Yıldırım, iş hayatında ''çok para kazanmaktan'' ziyade ''çok iyi ürün yapalım'' hırsları olduğunu vurgulayarak, bu hırs nedeniyle 1993'e kadar 13 defa mide kanaması geçirdiğini söyledi.
Gençlere tavsiyelerde bulunan Zafer Yıldırım, para kazanmaya giden yolun başarıdan geçtiğini, markanın ortaya konulması durumunda başarının kendiliğinden geleceğini anlattı.
Dürüstlüğün olmadığı bir yerde hiçbir şeyin olamayacağını vurgulayan Yıldırım, ''Bireyler hile ve şike yapmadan işini yapmalıdır. Kendi zenginliğimizden ziyade ülkemizin zenginliği daha önemli. Ülkemizin ve devletimizin zenginliğini ön plana çıkarmamız gerekir'' dedi.
Yıldırım, ''iki ortağın arasında tartışma olup olmadığının'' sorulması üzerine de, kendilerinin de kimi zaman anlaşmazlığa düştüklerini, birbirlerine güvenlerinin çok fazla olduğunu ve olayın birkaç dakika sonra kendiliğinden çözüldüğünü söyledi.
Yıldırım, ABD'ye ilk gittiklerinde çok para kaybettiklerini ifade ettiği konuşmasında ''Korkmadık, yeniden gittik. Bir şekilde onların ürünlerini biz üretiyorduk. Fakat fiyat noktasında şansınız yoktu. Çin ile rekabet şansınız yoktu. Çünkü onların fiyatları daha ucuzdu'' dedi.
Konuşmasında iş yaşamına bakışına ilişkin detaylara da yer veren Zafer Yıldırım, işin her zaman zevklerden önce gelmesi gerektiğine işaret etti. Yıldırım, iş hayatında ''çok para kazanmaktan'' ziyade ''çok iyi ürün yapalım'' hırsları olduğunu vurgulayarak, bu hırs nedeniyle 1993'e kadar 13 defa mide kanaması geçirdiğini söyledi.
Gençlere tavsiyelerde bulunan Zafer Yıldırım, para kazanmaya giden yolun başarıdan geçtiğini, markanın ortaya konulması durumunda başarının kendiliğinden geleceğini anlattı.
Dürüstlüğün olmadığı bir yerde hiçbir şeyin olamayacağını vurgulayan Yıldırım, ''Bireyler hile ve şike yapmadan işini yapmalıdır. Kendi zenginliğimizden ziyade ülkemizin zenginliği daha önemli. Ülkemizin ve devletimizin zenginliğini ön plana çıkarmamız gerekir'' dedi.
Yıldırım, ''iki ortağın arasında tartışma olup olmadığının'' sorulması üzerine de, kendilerinin de kimi zaman anlaşmazlığa düştüklerini, birbirlerine güvenlerinin çok fazla olduğunu ve olayın birkaç dakika sonra kendiliğinden çözüldüğünü söyledi.
ZAFER KURŞUN: İNANMADIĞIMIZ İŞLERDEN UZAK DURDUK
Zafer Kurşun ise, ''Made in Turkey'' algısının Avrupa ülkelerinde artık ön sıralarda geldiğini belirterek, bundan gurur duyduğunu ifade etti.
Başarının arkasında çok çalışmanın olduğunu anlatan Kurşun, şunları ifade etti:
“Müşterilerinizi kendiniz gibi görmedikçe başarılı olamazsınız. İnanmadığımız şeyleri hayata geçirmekten uzak durduk. 1990'da Hugo Boss'un distribütörlüğünü aldık. Bu temsilcilik bize çok şey kattı. Ciro olarak bize yüzde 1 oranında bir değer katsa da farklı alanlarda ufkumuzu ve önümüzü açtı. Markalaşma adına çok şey kattı. Ülke imajı bizim için her zaman ilk sırada yer aldı. Gelen tüm ortaklarımızı gerekirse havalimanlarından aldık. Başladığımızda Türkiye'ye ve Türk insanına bakış çok farklıydı. Türk ihracatçılara bakış çok kötüydü. İhracatçılar Türkiye'yi temsil etmek için özen göstermek zorundadır. Gerek ortaklıklarda gerekse ilişkilerde karşıdaki kişinin tüm haklarına saygı göstermek durumundasınız.''
Toplantıya perakende sektörünün önde gelen temsilcileri katıldı.
Zafer Kurşun ise, ''Made in Turkey'' algısının Avrupa ülkelerinde artık ön sıralarda geldiğini belirterek, bundan gurur duyduğunu ifade etti.
Başarının arkasında çok çalışmanın olduğunu anlatan Kurşun, şunları ifade etti:
“Müşterilerinizi kendiniz gibi görmedikçe başarılı olamazsınız. İnanmadığımız şeyleri hayata geçirmekten uzak durduk. 1990'da Hugo Boss'un distribütörlüğünü aldık. Bu temsilcilik bize çok şey kattı. Ciro olarak bize yüzde 1 oranında bir değer katsa da farklı alanlarda ufkumuzu ve önümüzü açtı. Markalaşma adına çok şey kattı. Ülke imajı bizim için her zaman ilk sırada yer aldı. Gelen tüm ortaklarımızı gerekirse havalimanlarından aldık. Başladığımızda Türkiye'ye ve Türk insanına bakış çok farklıydı. Türk ihracatçılara bakış çok kötüydü. İhracatçılar Türkiye'yi temsil etmek için özen göstermek zorundadır. Gerek ortaklıklarda gerekse ilişkilerde karşıdaki kişinin tüm haklarına saygı göstermek durumundasınız.''
Toplantıya perakende sektörünün önde gelen temsilcileri katıldı.